2020 yılını tüm insanlığı unutulmaz kılan, tüm dünyayı kasıp kavuran salgın, maalesef can yakmaya can almaya devam ediyor. Daha ilk başlarda uzmanların "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" sözünü çok inandırıcı bulmamıştık. Ama şimdi görüyoruz ki gerçekten hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak.
Bu salgın hastalığın daha ne kadar süreceğini bilim dünyası bile kestiremezken ve bize en iyi korunma yolları aylardır ısrarla tekrar tekrar söylenirken hala umursamazca, hafife alırcasına hal ve tavır içinde olanlar yüzünden birçok insan hastalığa yakalanıyor ve maalesef bunların bir kısmı hayatlarını kaybediyor. Özellikle hastalığın yaşlı ve kronik rahatsızlığı olanları öldürdüğü genellemesi yaşı daha genç ve sağlıklı gibi görünenlerde bir rahatlamaya yol açıyor.
Bunun yanı sıra birde bu salgın hastalığın bir komplo olduğuna inananlar var. Bu da daha başka bir hastalık. Yine çokça söylenen ve Korona ölümleriyle başka ölümleri kıyaslayan cümleler de oldukça yaygın olarak kullanılmakta. Evet, denildiği gibi ülkemizde her gün sigaradan dolayı oluşan hastalıklardan yüzlerce kişi ölüyor. Kalp krizinden her gün onlarca insan ölüyor ve bunların birçoğu da gençlerden oluşuyor. Kanser ve buna benzer hastalıklardan da yine onlarca hatta yüzlerce kişi ölüyor. Bu söylenenler oranlama olarak doğru şeyler ama akıl ve vicdan olarak hiçte öyle değil.
Kişilerin sigara ya da içki içme özgürlükleri vardır. Tabi toplumsal kurallara ve başka bireylerin özgürlük ve haklarına riayet ettikleri müddetçe. Bu özgürlüğü sağlıklarına zarar verecek kadar fazla kullanıp sigara ve içkiye bağlı hastalığa yakalananlar kendi sağlıklarına zarar vermekte ve kendi ölümlerine zemin hazırlamaktadırlar. Elbette devletler buna da mani olmakla ve tedbirler uygulamakla yükümlüdür. Ama bu salgın, kişilerin sadece kendi sağlıklarını değil etkileşimde bulunduğu herkesin sağlığını ve hayatını tehlikeye atan bir hastalık. Yani tedbirsiz ve duyarsız davranarak sadece kendi hayatını değil onlarca belki yüzlerce insanın hayatını tehlikeye atıyorsun. Bunun hem vicdani ve ahlaki bir sorumluluğu var hem de bu bir kanuni suç durumu oluşturmaktadır. Bu konuda da devletler gerekli hukuki ve idari kuralları koyarak uygulamak zorundadırlar.
Bizim inancımızda, bir insanın ölümüne neden olmak tüm insanlığın ölümüne neden olmak gibidir deniliyor. Yine kişilerin tedbirsiz davranarak kendi canlarını tehlikeye atmaları da yasaklanıyor. Bütün medeni kanunlarda insan hayatına saygı en öncelikli konu olarak yer alıyor ve bunu ihlal edenler hak ettikleri cezayı çekmekle zorunlu duruma düşüyor. O halde herkes elini vicdanına koyarak bir kez daha düşünmeli ve bu süreci hem insani olarak hem de toplumun bir üyesi olduğunun bilincinde olarak tekrar gözden geçirerek koyulan kural ve kaidelere uymayı bir insanlık vazifesi görmelidir. Bu salgın sona erene kadar lütfen maske mesafe ve hijyen kurallarına uyalım, uymayanları da uyaralım.